Temmuz ayında başlayan yangınların kontrol altına alınmasının ardından ne yazık ki Karadeniz’deki sel felaketiyle geçtiğimiz hafta bir kez daha üzüldük. Bölgedeki herkese geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Umarız en az kayıp ile, geçirdiğimiz bu olağanüstü durumlar geride kalır, ve bu tip felaketlerin tekrarlarını yaşamayız.
Son yıllarda pek çok marka doğrudan hedef kitlesi olmasa bile geleceğe yatırım yapmak üzere günümüzdeki ergenleri ve çocukları tanımaya yönelik adımlar atıyor; ve bu kitleye bir şekilde var olduğunu göstermeye çalışıyor.
Bu konu üzerine GWI Digital 14 farklı ülkeden 8-15 yaş arası çocukların (ebevenylerin gözetiminde) katılımıyla ‘Kids These Days’ adında kapsamlı bir araştırma yayınladı. Aşağıda önemli bazı detaylarına değineceğimiz bu çalışma, 8-15 yaş aralığındaki gruba odaklanmış durumda; Z jenerasyonunun son üyeleri olan 12-15 yaş grubu ve yeni kuşağımız Alfa’nın en yeni üyeleri olan 8-11 yaş grubundaki çocukların toplumsal hayattan ve gelecekten beklentileri üzerine çalışmış.
Eğer hazırsanız, çalışmadaki bazı detaylar üzerinden çocukların gelecekte hayattan ve toplumdan beklediklerine beraber göz atalım.
Şu ana kadarki en güçlü kız çocukları bu jenerasyonda. Araştırmaya göre 12-15 yaş grubundaki kız çocukları, geçmiş jenerasyonlar arasında cinsiyet eşitliğini en yüksek oranda benimseyen grubu oluşturuyor. Sizinle gurur duyuyoruz.
Alturizm (diğerkamlığa) içlerinde var; başkalarının yararlarını, kendi yararları kadar gözetiyorlar. Z kuşağının da önceliklerinden biri olan çevreci aktivizm, 12-15 yaş grubu çocuklar için en önemli şeylerden biri. Bu yeni gruptaki çocukların neredeyse yarısı, okulda zorbalığa maruz kalan birini korumanın onlar için önemli olduğunu söylemiş. Bu açıdan hem doğayı, hem de birbirlerini korumaya çalışıyorlar. Çocukların yaşları büyüdükçe, altruizm’e verdikleri önem de artmış durumda.
Eşit ağırlanmak istiyorlar. Bu yaş grubu farklı ekonomik gelir gruplarının eşit muamele görmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle dar gelir grubundaki çocuklar arasında %62 ile bu düşünce çok daha yaygın bir durumda.
Video oyun oynama alışkanlıkları, tahmin edileceği üzere oldukça yaygın. Araştırmaya göre 8-11 yaş grubundaki çocukların %73’ü, 12-15 yaş grubu çocukların ise %71’i her gün video oyunları oynuyorlar. En çok tercih edilen oyun her iki grupta da Minecraft oluyor. Sıralamadaki diğer oyunlar arasında iki grupta da gördüğümüz diğer oyunlar ise Fortnite, Roblox, Mario & Luigi, Fifa, ve Pokémon.
Video oyunlar, sosyalleşmenin ana merkezi. Özellikle geçtiğimiz yıllarda kullanımı artan Discord gibi platformlar, oyuncular için oyun oynamayı sosyal bir deneyim haline getirmiş durumda. Düzenli oyun oynayan çocukların yarısından fazlası, oyunları oynadıkları sırada arkadaşlarıyla sohbet ediyorlar.
Mizah bu yaş grubu için çok önemli. 12-15 yaş grubundaki çocuklar, bir sosyal medya platformunu en çok komik içerikler keşfetmek ve internet mimlerini tüketmek için kullanıyor. Yaklaşık her 3 çocuktan 1’i, favori markalarını takip etmek için sosyal medya platformlarına katılıyorlar. Çocukların çevrimiçi alışveriş davranışlarında da gözlemlediğimiz, 12-15 yaş arası çocukların oldukça düşük bir kısmı (%15) düzenli olarak kendi başlarına online alışveriş yapıyorlar.
Çocukların çoğu, pandemi sonrasında okula geri dönmektense, evde eğitime devam etmek istiyorlar. Şimdilik çoğumuzun gündeminde iş yerlerinin ve iş süreçlerinin dijitalleşmesi var, ancak eğitim veren eğitim kurumlarının da kalıcı şekilde dijitalleşmeye geçmesi eğitim profesyonelleri tarafından tartışılan, ve belki de yakın gelecekte alışacağımız bir durum.
Bütün çocuklar COVID-19’dan etkilenmiş durumda, ancak bazıları çok daha fazla etkilenmiş. Araştırmaya göre 8-15 yaş arasında COVID-19 pandemisinden en çok endişe duyulan konular açısından ciddi bir bölünme var. Kanada, Birleşik Krallık gibi bu süreçten ekonomik anlamda en az hasarla çıkan ülkelerde çocuklar en çok arkadaşlarını görememek konusunda endişe duyarken; Brezilya, Meksika gibi pandeminin ekonomik krize sebep olduğu ülkelerdeki çocuklar en çok ailelerinin hastalanmasından endişeliler.
Bizce bu noktada markalara düşen sorumluluk, ebeveynleri bilinçlendirmek ve çocukların içinden oldukça zor şekilde geçtikleri bu pandemi sürecinde onlara faydalı olabilecek sosyal sorumluluk projelerine imza atmak. Her ne kadar pazarlama çalışmalarında yatırım geri dönüşü oldukça kritik olsa da, konumuz gelecek nesillerin mutluluğu ve geleceği olunca, hepimizin üzerine düşen birçok sorumluluk var.
Bir pazarlamacı ya da belki de bir ebeveyn olarak sizin bu yaş grubu için gözlemleriniz ve beklentileriniz neler? Yorumlarınızı ve değerlendirmelerinizi bu e-postaya cevap vererek paylaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar,
İlker İnanç
Twentify CEO
Eğer bu e-posta size forward edildiyse ve abone olmak isterseniz, linke tıklayarak Brief'e abone olabilirsiniz.✌🏻
Aşılamaların hızlanması ve pandemi kısıtlamalarının kalkmasıyla birlikte özlem duyduğumuz kişilere, yerlere ve aktivitelere yeniden kavuşmanın heyecanı ve mutluluğu herkesin hissettiği ortak duygular. Fakat bunun yanında ortak paylaştığımız bir diğer duygu da endişe. Twentify olarak bu endişelerin kaynağını ve etkilerini, alışkanlıklarımızdaki değişimleri ve bu değişimlerin biteceği zaman hakkında tüketicilerin düşüncelerini anlamak üzere 1.010 katılımcı ile kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdik.
Süt ürünlerini hepimiz çocukluktan beri aktif olarak tüketir, farklı formlarını mutfağımızdan asla ayırmayız. Çok fazla farklı ürün ve lezzetin yer aldığı bu kategoride, hepimiz farklı nedenlerle süt ürünlerini tüketiyoruz. Twentify olarak tüketicilerin süt, yoğurt, ve peynir kategorilerindeki tüketim alışkanlıklarını ve bilgi seviyelerini öğrenmek adına 1.010 katılımcı ile bir araştırma gerçekleştirdik.
Dünya'nın dört bir yanındaki tüketiciler, oldukça sık ve aktif şekilde çevrimiçi alışveriş yaparken, perakendecilerin doğru zamanda doğru yerde olmaları hiç bu kadar önemli olmamıştı. Ancak alışveriş yapanlara sunulan çok sayıda seçenek ve bilgi, satın alma yolunu giderek bir temas noktaları ve karar verme ağına dönüştürdü.
İlk dijital nesil olarak tanımlanan Z kuşağının yaşamı, pandemi ile beraber köklü olarak değişti. Bu dönemin kuşkusuz en büyük özelliği, gençlerin ekran başında geçirdikleri sürenin uzaması oldu. Araştırmalar, ekran başında kendini daha yalnız hisseden Z kuşağının önemli bir bölümünün bu yalnızlık duygusu ile daha fazla uyuyarak baş etmeye çalıştığını ortaya koyuyor.
Dijital pazarlamada adı her zamankinden daha sık duyulmaya başlanan programmatic reklamlar, markaların dijital hedef kitlelerine ulaşmalarının en stratejik yollarından biri. Sektördeki reklamcılık yöneticilerinin yarısı, programmatic reklamcılık harcamalarının önümüzdeki üç yıl içinde önemli ölçüde artmasını bekliyor.
Gallup tarafından her yıl ülkelerin duygusal sağlığını izleyen Duygular Anketi'nin 2021 versiyonu yayınlandı. 2005’ten beri dünyanın duygusal sağlığını izleyen Gallup'un yayınladığı bu “Küresel Duygular Raporu”, ülkeleri pozitif ve negatif duygu durumlarına göre değerlendiriyor.
Çocukluğumuzda hepimize biriktirme alışkanlığı kazandıran kumbaraların tarihi, aslında oldukça eski.
Türkiye İş Bankası, 1932
Twentify, Barbaros Mah. Begonya Sk. No:1 İç kapı no:2, Ataşehir, İstanbul, Turkey