Evlere kapandığımız ikinci haftanın içine girdik. Her ne kadar kapanma süreci oldukça stresli ve belirsiz başlamış olsa da, vaka sayılarındaki düşüş ve ülkeye teslimatı beklenen aşı hacmi, hepimize pandeminin son yokuşunda olduğumuzu hissettiriyor. Aşılamanın hızlı devam ettiği İsrail ve İngiltere gibi ülkelerdeki sosyal yaşam görüntüleri de, hepimize bu stresli günlerin ardında güzel bir gelecek vaadediyor.
Bu dönemde dijital mecralardan tüketimimizin arttığını daha önce konuşmuştuk. Bununla beraber, sosyal medya deneyiminin Facebook, Twitter ve Instagram ile sınırlanmış olduğunu hisseden, kaliteli ve alternatif bir kanal arayanlar arasında Ocak ayından beri oldukça popüler olan bir platform daha var; Clubhouse. Her ne kadar hızlı yükseldiği o ilk patlama zamanını geride bırakmış olsak da, Clubhouse, gelecekte hayatımızda yer almaya devam edecek gibi gözüküyor. Biz de Brief'in bu sayısında, size kısa bir Clubhouse rehberi hazırladık.
Nedir bu Clubhouse? Clubhouse, kendisini ses temelli yeni nesil sosyal ağ olarak tanımlayan, kullanıcılarına sohbet odaları vasıtasıyla sesli iletişim kurma imkanı sunan yeni nesil bir sosyal medya kanalı. Clubhouse'a kaydolabilmek için bir iPhone kullanıcısı olmanız, ve üyeliği bulunan başka bir kullanıcı tarafından davet edilmiş olmanız gerekiyor.
Clubhouse'taki sohbet odaları, genelde bir konu başlığı üzerine kuruluyor ve kimi zaman belirlenen konular konu özelinde otorite sayılabilecek kişiler tarafından tartışılıyor, kimi zaman da sadece sosyal bir sohbet hissi uyandırıyor. Clubhouse'un bu noktada yarattığı bir fark, dinleyicilerin de odada el kaldırarak konuşmacı olabilmesi. Buna radyo deneyiminin daha kolay ve erişilebilir hali demek, çok da yanlış olmaz.
Her ne kadar sıçrama Clubhouse ile yapılmış olsa da, aslında bu sesli iletişim trendi uzun zamandır başka formlarda hayatımızdaydı. Kişiler arası sesli mesajlaşma özelliği, bir süredir WhatsApp ve Facebook için kullanılabilir durumdaydı. 2018 yılı sonlarında da, Instagram DM içi sesli mesajlaşma özelliğini duyurmuştu. Hatta geçtiğimiz yıl itibari ile Twitter’da sesli tweet bile atabiliyordunuz.
2017 Ekim ayında Z Kuşağı üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, Z kuşağı sesli içerik oluşturmayı nerdeyse yazılı mesajlaşma kadar kullanıyor. Hali hazırda var olan bu trend üzerine, bir de geçtiğimiz yıl itibariyle tüm dünyanın içinde bulunduğu salgın ve karantinanın doğurduğu sosyalleşme ihtiyacının bu büyümeye pozitif katkısı tartışılmaz.
Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, değerlemesi 100 Milyon Dolar olan Clubhouse'un 31 Ocak 2021’deki değerlemesi 1 Milyar Dolar'a erişmişti. eMarketer'ın Clubhouse and Social Audio araştırmasına göre, sadece 2020 yılının Aralık ayında, uygulamanın indirilme oranı %1281 katına çıkmış.
Tabi ki bu trendin ardından, sektör devleri de bu alana girmeye doğru adımlar atmaya başladılar. Twitter, geçtiğimiz ay sesli sohbet odaları oluşturabileceğiniz ya da bu odalara katılabileceğiniz Twitter Spaces’i duyurdu.
Clubhouse ya da Spaces, tıpkı story formatının Snapchat'ten Instagram'a ve tüm uygulamalara sıçradığı gibi, canlı sohbet odaları da yayılmaya devam edecek gibi gözüküyor. Bu yüzden, bu medyanın mekaniklerini anlamak, gelecek için kıymet taşıyor. Peki pazarlamacılar Clubhouse’u ya da benzer platformlardaki bu sesli sosyalleşme trendini nasıl değerlendirmeli? Sizin için bazı kısa öneriler hazırladık.
Clubhouse'taki etkinliklere sponsor olun.
Kullanıcılar her zaman bir marka tarafından düzenlenen ve devamlı markanın övüldüğü sponsorlu bir odaya girmek istemeyebilir. Ancak bir markanın sponsor olduğu ve ilginç konulu bir odaya girmek isteyebilirler. Sizin markanızın vizyonu ya da sahiplendiği konular ile ilgili düzenli sohbet düzenleyen kişileri bularak onlara sponsor olabilir, bu sayede markanızın bilinirliğini ve sahiplendiğiniz konular ile ilgili ilişkisini güçlendirebilirsiniz.
Ekibinizin, sektör ile ilgili odalara katılmasını sağlayın.
Markaların farkındalığını ve çekiciliğini artırabilmesinin bir başka yolu da, genel müdürlerin, liderlerin ve genel çalışanların, alanlarında fikir lideri haline gelmeleri. Her ne kadar bu durum kolayca olmasa da, ekibin sektör ile ilgili Clubhouse odalarında aktif olmaları, markaların çekiciliğini artırmada katkıda bulunabilir.
Alanınız ile ilgili sohbet etkinlikleri düzenleyin.
Clubhouse tamamen tartışma ve özgünlükle ilgili olduğu için, markaların insanı yönlerini göstermek oldukça etkili bir iletişim yöntemi. Açık bir amacı ve konusu olan, samimi sohbet etkinlikleri ile, markalar müşterilerinde ve hedef kitlelerinde kolayca erişilebilir hale gelebilirler. Etkinliğinize konu belirlerken, yine sahiplendiğiniz konular üzerine gidebilir, alanınızda belirli ipuçları ve tüyolar paylaşabilir, ya da müşterilerinizin geri bildirimlerini ve deneyimlerini tarafsızca dinleyebilirsiniz.
Bu yeni platformda pazarlamacıların karşılaşabileceği bazı zorluklar da yok değil.
Platformun yeni olması nedeniyle, sonuçları bilinen ve örnek oluşturabilecek marka etkinliği yok. Kendi marka kimliğinizle örtüşecek bir yolu, kendiniz keşfetmek durumundasınız.
Pazarlamacılar için en büyük zorluk ölçümleme. Clubhouse’da yayınladığınız etkinliğe özel oluşturulmuş bir indirim kodu vermeyecekseniz, ne yazık ki platformun doğrudan etkisini görmeniz mümkün değil. Ancak üçüncü parti analitik uygulamaları ile, belirli düzeyde ölçümleme yapabilmek mümkün.
Elini kaldırıp dahil olmak isteyen densiz bir kullanıcı bütün etkinliği berbat edebilir ve markanızla hiç örtüşmeyecek bir durumla yüzleşmek durumunda kalabilirsiniz. Bu tip durumları nasıl yöneteceğinizi önceden düşünmeniz faydalı olabilir.
Geçtiğimiz aylarda, birçok markanın logolarını dramatik bir şekilde değiştirdiklerine tanık olduk. Buradaki ortak nokta, logolardaki detayların ve derinliğin yerini, çok daha basitleştiğiydi. Bu konu hakkında basitliğe dönüş gibi genel bir yorum yapmakla birlikte, bu değişimin altında yatan ve günümüzün medyasındaki evrime uyum sağlayan birçok sebep var.
Kadınların iş hayatında yönetim seviyesindeki temsiliyetleri, maalesef olması gerekenin çok altında. HBR'da yayınlanan ve araştırmalar ile desteklenen bu yazı, üst yönetim kadrolarında daha fazla kadın istihdam eden şirketlerin kârlılığının daha yüksek olduğunu, sosyal sorumluluk açısından daha fazla öne çıktığını, daha güvenli ve daha kaliteli bir müşteri deneyimi sunduğunu gösteriyor.
Influencer pazarlamasının 2021'de 5 Milyar Dolar büyüme ile 13.8 Milyar Dolar'lık bir endüstri haline geleceği tahmin ediliyor. Medyayı ve ünlüleri değiştiren bu değişim, büyük büyüme oranlarına rağmen, hala birçok marka tarafından tercih edilmiyor. Peki, markalar bu fırsatları nasıl değerlendirebilir, planlamasından uygulamasına, en yüksek verimi nasıl elde edebilir?
Markalar, yetersiz dijital alışveriş deneyimlerinde diğer jenerasyonlardan daha az toleranslı ve markalardan daha kolay uzaklaşabilen genç tüketicileri kaybetmeye karşı savunmasızlar. Sitecore’un yaptığı araştırmaya göre, Z jenerasyonunun %57’si, markalara salgın öncesine göre daha az sadık olduklarını belirtmişler.
Birçoğumuz, sinirle daha sonra pişman olacağımız şeyler söylüyoruz, yazıyoruz. Twitter da bu duruma el atıyor. Twitter, kullanıcıların yazdığı rahatsız edici içerikli tweetleri algoritmalarca belirleyecek ve içerik sahiplerine tweetlerini gözden geçirmek isteyip istemediklerini soracak.
OMO rekabeti doğrudan karşısına almak yerine, iletişime farklı bir açıyla yaklaşmış.
OMO, 1965
Twentify, Barbaros Mah. Begonya Sk. No:1 İç kapı no:2, Ataşehir, İstanbul, Turkey