Yasaksız bir haftadan herkese selamlar. Neredeyse distopik sayılabilecek bir dönemin yavaş yavaş sonuna doğru yaklaştığımızı hissediyoruz. Herkese yüksek bağışıklıklı, sağlıklı bir yaz diliyoruz.
Yüz yüze etkileşimlerin minimuma indirildiği geçtiğimiz dönemde online etkinlikler, sosyal medya uygulamaları ve internet hayatımızdaki etkisini büyük bir oranda artırdı. Bu dönemde çoğunlukla e-posta üzerinden işlerimizi yürütürken, bir taraftan da normalden kat be kat daha fazla çevrim içi varlık gösteren kullanıcılarla iletişime geçmek isteyen markaların hedefi haline geldik. E-posta pazarlama çok uzun zamandır hayatımızda. Bu dönemde artan kullanım yoğunluğu nedeniyle aslında çok daha fazla analiz ve yorumlamaya muhtaç bir alan haline geldi. Bu Brief’te pandemi öncesi ve sonrasından bazı e-posta pazarlama istatistiklerine odaklanacağız.
Geçtiğimiz yıl, bir günde ortalama 306.4 Milyar e-posta gönderilmiş. Bu sayı Mart ve Temmuz aylarında, diğer aylara göre yüksek bir artış göstermiş. Geçtiğimiz yılın Mart ayının tüm dünyanın pandemi realitesiyle yüzleşip evlere kapandığı ve iş süreçlerinin dijitalleşmeye başladığı ay olduğunu göz önünde bulundurursak, bu artış şaşırtıcı değil. 2021 yılı için bir günde ortalama 319.6 Milyar e-posta gönderilmesi bekleniyor.
Campaing Monitor'ün 2021 raporuna göre, e-posta kampanyalarındaki performans metrikleri sektörlere göre analiz edildiğinde, en yüksek performans metrikleri devletten, eğitim sektöründen ve kar amacı gütmeyen kurumlardan gelen e-posta çalışmalarına ait. Kendi e-posta pazarlama performansınızı sizin alanınızdaki sektörler ile karşılaştırdığınızda, sizce her şey yolunda gidiyor mu?
Aynı araştırmaya göre, %18.9 e-posta açılma oranı ve %2.70 e-posta tıklama oranlarıyla, e-posta kampanyaları için Dünya genelinde en iyi gün Cuma günü olurken, %17.30 e-posta açılma oranı ve %2.40’lık tıklama oranıyla e-posta kampanyaları için en verimsiz gün Pazar günü olarak belirlenmiş.
Bu e-posta yoğunluğunda daha verimli e-posta kampanyaları gerçekleştirebilmeniz adına neler yapabileceğinizi sizler için özetledik.
Kriterlerinizi doğru belirleyin. Aynı anda e-posta stratejinizi tamamen değiştirmek yerine, pazarlama hedefinize katkı sağlayan tek bir metriği iyileştirmeye odaklanmalı ve geçmiş verilerinizi buna göre analiz edip aksiyon almalısınız. Bu sayede belirli alanlarda daha hızlı ilerleme sağlayabilirsiniz.
Seçtiğiniz metriğin son 6, 12 ve 18 aylık geçmişine bakın. Geliştirmek istediğiniz trend negatif yönlüyse bunu 2 açıdan değerlendirmek gerek. İlk ihtimal, daha önce işe yarayan bir şey artık işe yaramıyor olabilir. İletişim diliniz, tasarımlarınız ya da e-posta sıklığınızın değişmesi gibi bir çok faktörü göz önünde bulundurmalısınız. Bir diğer ihtimalse uzun süredir aynı türden içeriklerle kullanıcıdaki etkileşimi azaltmış olabilirsiniz. Eğer neden buysa ilgi çekici içeriklerle hedef kitlenizi tekrar kazanma zamanı!
Kişiselleştirilmiş mailler atın. Kullanıcıların isimlerini e-postaların konu kısmında ya da içerikte geçirmenin etkileşim üzerindeki pozitif etkisi pazarlamacılar tarafından uzun süredir bilinen bir gerçek. Ama artık bu yeterli değil. E-posta listenizi abonelerin konumları, satın alma geçmişleri, davranışları ve buna benzer konularda segmentlere ayırmalı ve bu gruplara özel içerik hazırlamalısınız. Eğer dinamik içerik kullanımına izin veren bir hizmet alıyorsanız e-posta listenize değişkenler ekleyip segmente ettiğiniz kullanıcılara kişiselleştirilmiş e-postalar atabilirsiniz.
Daha çok test edin. Belirlediğiniz bir öğenin etkileşim üzerindeki etkilerini görmek için mutlaka A/B testleri gerçekleştirin. E-posta sıklığı gibi test edemeyeceğiniz şeyler için kullanıcılara anket göndermeyi deneyebilirsiniz.
Peki sizin hem bir tüketici hem de sektörden biri olarak e-posta pazarlamadaki güncel deneyimleriniz ya da beklentileriniz neler? Bu e-postaya cevap vererek bizimle paylaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar,
İlker İnanç
Twentify CEO
Eğer bu e-posta size forward edildiyse ve abone olmak isterseniz, linke tıklayarak Brief'e abone olabilirsiniz.✌🏻
Ekonomi ile ilgili yaşanan dalgalanmalar, tüketicilerin yatırım davranışlarını da büyük oranda etkiliyor. Geçtiğimiz dönemde oldukça konuşulan otomobil pazarında tüketicilerin tercihlerini ve kullanım alışkanlıklarını irdelemek adına, 628 kişi ile Mayıs ayı içerisinde mini bir araştırma gerçekleştirdik.
Geçtiğimiz yıl hepimizin yaşamlarımızda mecbur kaldığımız değişiklikler, Dünya'nın en büyük video platformu YouTube'a da oldukça ilginç şekillerde yansıdı. Yavaş yaşam içeriklerine daha fazla ilgi gösterilmeye başlanırken, online ürün lansmanlarında olağanüstü bir artış görüldü.
Tüketicide bir duyguyu tetiklemenin yolu görsel yaratıcılık olsa da, satın alma kararı verme aşamasında kullandığımız tek duyu organımız gözlerimiz değil. Samsung’un yaptırdığı araştırmaya göre, kendine özgü kokusu olan markalar, alışveriş süresini %26 oranında artırıyor. Bir başka çalışma, güzel kokuların, ruh halini %40 oranında iyileştirebildiğini gösteriyor.
Pazarlamanın temelinde tüketicilerin ihtiyaçlarını anlamak, bunlara uygun ürün ve hizmetler sunmak ve insanları bunları satın almaya ikna etmek yatıyor. Yapay zeka bu süreçlerin hepsine ciddi katkılarda bulunabilir. Şirketlerin yapay zeka kullanım stratejileri geliştirmesine yönelik yazının tamamını okumak için göz atın.
Euromonitor’un Nisan 2021’de yayınladığı raporda, COVID-19’un e-ticarete yüksek bir ivme kazandırdığı, 2020 yılı içinde %165 sektörel büyüme yaşandığı belirtiliyor. Öngörülen ise, geçtiğimiz yıl e-ticaret kanalına olan talebin ivmelenerek yükselmesinin ardından gelecek süreçte talebin kalıcı hale gelerek sektörün olgunlaşma sürecine girmesini sağlaması.
Fruko'dan 1960'larda bugünü aratacak çeşitlilikte ürünler. Hayat Mecmuası'na göre, yazın vazgeçilmezi.
Fruko, 1960'lar
Twentify, Barbaros Mah. Begonya Sk. No:1 İç kapı no:2, Ataşehir, İstanbul, Turkey