Yeni yıla ve geçtiğimiz seneye dair araştırmalar ve öngörüler, çeşitli şirketler ya da markalar tarafından açıklanmaya devam ediyor. Bunlardan birisi de, e-ticaret alanında Dünya’nın en büyük altyapı sağlayıcısı olan Shopify’ın yayınladığı Shopify 2022 Ticaret Trendleri Raporu.
Oldukça kapsamlı olan bu rapor, Shopify’ın geçtiğimiz dönemde Forrester ile gerçekleştirdiği araştırmalar üzerinden geleceğe dair öngörülerini içeriyor. Rapor bu alanda üç dikeye odaklanmış; e-ticaretin geleceği, perakendenin geleceği, ve lojistiğin geleceği. Biz de bu Brief’te, raporun genelinden öne çıkan ve önemli olduğunu düşündüğümüz bazı satır başlarını derledik.
Artan müşteri kazanım maliyetleri markaları müşterileriyle uzun süreli ilişkiler kurmaya zorluyor.
Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle kapalı olan mağazalar açıldı, ancak e-ticaretin büyümesi hala devam ediyor. E-ticaret sektörel olarak hiç bu kadar büyük oranda genişlememişti; ve değişen müşteri davranışlarından kaynaklı açılan bu fırsat, hiç bu kadar büyük bir rekabet oluşturmamıştı. Bu rekabete ayak uydurmaya çalışan ve büyümek isteyen markaların dijital reklam maliyetleri hızla artıyor. Artan maliyetleri yönetmek ve büyümeyi sürdürülebilir kılmaya çalışan markalar, bu süreçte müşterileriyle uzun vadeli ilişkiler geliştirmeye çalışıyor.
Dijital platformlardaki gizlilik düzenlemeleri veri takibini zorlaştırsa da, tüketiciler kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri talep etmeye devam ediyor. Tabi burada kurulması gereken bir denge var. Tüketicilerin, “aşırı kişiselleştiren” markaları terk etme olasılıkları, online deneyimlerini yeterince kişiselleştiremeyen markalara kıyasla 3 kat daha fazla. Kişiselleştirilmiş iletişime çok fazla kişisel verinin dahil edilmesi, tüketicilerin markalar tarafından takip edildiğini hissetmelerine neden oluyor.
Pandemi sonrası müşteri deneyimi, online ve offline alışveriş deneyiminin bir arada olduğu yeni bir aşamaya geçiş yapacak.
Çoğunlukla çevrimiçi alışverişle geçen bir yılın ardından, tüketici beklentileri de değişmiş durumda. Tüketicilerin %55'i ürünlere online olarak göz atmak ve yerel mağazalarda nelerin bulunduğunu kontrol etmek istiyor. Bununla beraber, online alışveriş yapıp mağazaya iade edebilmek isteyen müşterilerin yüzdeleri azımsanmayacak ölçüde yüksek. Markalar, müşterilerinin nerede olurlarsa olsunlar alışveriş yapmalarını mümkün olduğunca kolay ve kullanışlı hale getirecek bir yol bulmak zorunda; bu da perakende ve e-ticaret kanallarının ayrı konumlanmasını değil, bir harmoni içerisinde düzenlenmesini gerektiriyor.
Sosyal ticaret (S-Commerce) yükseliyor.
Dünya genelinde sosyal medya kanalları aracılığıyla yapılan satışların hacminin 2025 yılına kadar neredeyse üç katına çıkması bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki internet kullanıcılarının yaklaşık %30'u zaten doğrudan sosyal platformlar üzerinden alışveriş yapıyor olsa da, şu anda Çin açık ara dünya lideri. Çin'deki internet kullanıcılarının neredeyse yarısı sosyal ağlar üzerinden alışveriş yapıyor. Sosyal medya kanalları üzerinden sunulan yeni satış araçları da bu hacmi artıracak gibi gözüküyor.
Yasal düzenlemeler arttıkça ve müşteriler bilinçlendikçe, sürdürülebilirlik bir zorunluluk haline geliyor.
Tüketiciler her geçen gün sürdürülebilirliğe daha fazla önem veren şirketleri arıyor. Son altı yılda, özellikle İngiltere, Amerika ve Kanada gibi yüksek gelirli ülkelerde, küresel olarak "sürdürülebilir ürünler" için çevrimiçi aramalarda %71'lik bir artış görülüyor. Geçen yıl, müşterilerin %44’ü sürdürülebilirliğe açık bir taahhüdü bulunan markalardan satın almayı tercih etmiş.
Müşteriler, teslimat süreleri konusunda şeffaf olan markalarla alışveriş yapmayı tercih ediyor.
Bugün 2020'ye kıyasla 90 milyondan daha fazla yeni e-ticaret alışverişçisi var, ve şimdiden daha hızlı ve ücretsiz teslimata alışmış durumdalar. 2021'de, tüm Shopify satıcılarının %69'u, 2020'de olduğu gibi ücretsiz gönderim sundu. Bu oran çok fazla değişmese de değişen şey, ücretsiz teslimatın artık yeterli olmaması. Geçtiğimiz yıl, müşterilerin %32'si "tahmini nakliye süresi çok uzun olduğu" ve %22'si "garantili teslimat tarihi olmadığı" için sepetlerini terk etti. Bu noktada marka bağlılığının önemi de farklı bir boyut kazanıyor. 2020 yılında tüketicilerin %56’sı taahhüt edittikleri teslimat tarihinde teslimat yapamayan bağlı oldukları markaları/şirketleri terkedip yeni bir markadan alışveriş yapmaya başlamışlar.
E-ticaretin hacmi büyümeye devam ettikçe, rekabetin artacağını, ve dolayısıyla yeni strateji geliştirmenin zorunluluğunun şiddetleneceğini öngörmek zor değil. Yeni stratejiler geliştirirken de, tüketici davranışlarını öğrenmek ve yorumlamak, epey yardımcı oluyor. Bu noktada geçtiğimiz sene yayınladığımız Türkiye’de E-ticaret 2021 raporumuza göz atmanızı öneririz.
Peki sizin 2022’de ticarete dair beklentileriniz ve tahminleriniz neler? Sorularınızı ve yorumlarınızı bizimle bu e-postaya cevap vererek paylaşın.
Keyifli okumalar,
İlker İnanç
Twentify CEO
Eğer bu e-posta size forward edildiyse ve abone olmak isterseniz, linke tıklayarak Brief'e abone olabilirsiniz.✌🏻
Bahçeşehir Üniversitesi'nden Prof. Dr. Elif Yolbulan Okan'ın konuk olacağı webinarımızla 2 Mart 14.00'da youtube kanalımızda canlı yayında olacağız. Nostaljiyi hem tüketiciler hem de markalar yönünden konuşurken bu kavramın zaman içinde nasıl dönüştüğünü, oluşturduğu çağrışımları, güncel farkındalıklarla çeliştiği noktaları, nostalji pazarlamasının nasıl çalıştığını bol bol #tbt yaparak ve "20 yaş challenge"larımızdan bahsederek ele alacağız.
Yılbaşı, sevgililer günü, doğum günleri veya herhangi bir özel günde sevdiklerimize hediye almak, onlara değer verdiğimizi göstermenin bir yolu olarak görülüyor. Twentify olarak sevdiklerimizi ve yakınlarımızı mutlu etmek adına gerçekleştirdiğimiz hediyeleşme kültürünü, Türkiye temsili 1,008 katılımcı ile irdeledik. Türkiye’nin hediye tercih motivasyonları, yöntemleri, ve satın alma süreçlerini öğrenmek için rapora göz atın.
4 yılda bir gerçekleştirilen kış olimpiyatları bu ay başladı. Türkiye’nin 7 sporcusuyla katıldığı olimpiyatlar hakkında 1,000 kişinin katıldığı mini bir araştırma gerçekleştirdik. Kış sporlarına ilgi yoğunken, kış olimpiyatlarına duyulan ilgi %47’de kalıyor. Olimpiyatlarda en çok ilgi çeken spor dalı ise %53 ile kayakla atlama ve %50 ile snowboard.
Chrome, Safari ve Firefox gibi çok kullanılan tarayıcılarda üçüncü taraf tanımlama bilgilerinin artık kullanılamaması gibi nedenlerden dolayı içeriğe dayalı hedefleme yeniden eski günlerine dönüyor. Ama tam olarak değil. Geliştirilen yapay zeka destekli algoritmalar sayesinde güçlenen içeriğe dayalı hedefleme teknikleri, devrim yaratarak dijital pazarlama paydaşlarının hayatını kolaylaştırıyor.
Arama motorları sayesinde bir tuşa basarak sınırsız bilgiye erişebiliyoruz. Bilgiye bu kadar kolay erişilebilen ve neredeyse internetle eş anlamlı hale gelen bir alanda tabi ki tüketiciler adına pek çok içgörüye ulaşmak ve trendleri yakalamak da mümkün. Pazarlamacıların faydalanabileceği bu 10 Google Arama İstatistiğine mutlaka göz atın.
Piyasa değeri açısından dünyanın en büyük bankası olan New York merkezli JPMorgan, blok zincir teknolojisine dayalı sanal bir dünya olan Decentraland’de ilk şubesini açtı. JPMorgan, yayınlamış olduğu raporda, “Zamanla sanal emlak piyasası, kredi, ipotek ve kiralama sözleşmeleri dahil olmak üzere fiziksel dünyadaki gibi hizmetler görmeye başlayabilir.” açıklamasını yaptı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı’nın da desteğiyle en ucuz alışverişin yapılabileceği yerleri gösteren bir mobil uygulama geliştiriyor. “Birlikten Berekete” isimli mobil uygulama ile tüketiciler satış noktalarını ve ürün kategorilerini filtreleyerek kolay arama yapabilecek. Uygulamanın toplam alışveriş tutarını hesaplayacak hesap makinesi ile “en ucuz ve en yakın nerede” haritası olacak.
Türkiye Vakıflar Bankası, 1960'lar
Twentify Office Locations: Toronto | New Delhi | Istanbul | Dubai