Giderek dijitalleşen dünyada, çalışma düzeninde işlerin belirli bir lokasyondan sürdürülmesi gerekliliği fikri hızla değiştiği zamanlar yaşamaktayız. Özellikle bu dönemde toplum ve birey sağlığını düşünerek evden çalışmaya geçen ve hatta bunu kalıcı olarak uygulayan şirketlerin sayısı da oldukça yüksek.  

Suyun eviniz ve aile yaşamınız, geçiminiz, kültürel alışkanlıklarınız, inancınız ve çevreniz için ne kadar önemli bir temeli oluşturduğunu gerçekten bir dakika durup düşündünüz mü?

Su, günlük alışkanlıklarımız içerisinde çok da farkında olmasak da hayatımızın bütününde yer almakta ve herkes için de farklı şeyler ifade etmektedir.

Suyun birçok farklı yollarla hayatımıza olan katkısını düşünerek, önemseyerek ve tüketimimizi bilinçli bir şekilde gerçekleştirerek suya doğru bir şekilde değer verebilir ve herkes için etkili bir şekilde koruyabiliriz.

Arama motorlarının ansiklopedi/kütüphanelerin yerini çoktan aldığı, navigasyon kullanmadan yolumuzu bulamadığımız, hava tahmin uygulamalarının verdiği bilgiler doğrultusunda dışarıya çıkıp çıkmamaya karar verdiğimiz bir dönemdeyiz. Hatta günümüzün en güncel ve büyük sorunu olan Covid-19 pandemisi dolayısıyla çok hızlı bir şekilde adapte olduğumuz dijital dönüşümler sayesinde banka işlemleri, market alışverişi, fatura ödemeleri gibi ihtiyacımız olan her şeyi artık yerimizden kımıldamadan yapabiliyoruz.

Her yıl Twentify olarak dünya kadınlar gününe özel gerçekleştirdiğimiz mini araştırmalarımıza bu yıl yenisini ekledik. Tüm dünyayı etkisi altına alan, neredeyse tüm rutinlerimizi değiştirmemize neden olan pandeminin Türk kadınlarına etkisini ölçtük. Türkiye geneli gerçekleştirdiğimiz araştırmaya 600 kadın fikirleri ile katkı sağladı.

Pandemiyle birlikte geçirdiğimiz süre 1 yıl oldu. Bu süre içerisinde sosyal hayatlarımız, alışkanlıklarımız, tüketim şekillerimiz muazzam değişikliklere uğradı. Sosyal hayatımızın en önemli unsurlarından biri olan kültür-sanat ise bir yandan büyük zorluklar yaşarken bir yandan da dijital platformlarda yaratıcı kullanımlarıyla sınırlarını genişletti, daha fazla kişiye erişim imkanı kazandı.

Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi, son ekmek dilimlerinin onun için sona saklandığı sürülebilir fındık kreması markalarını ve tüketicilerin alışkanlıklarını bu raporumuzda ele aldık.

Sadece takvimde bir sayı değişikliği olsa da yılbaşı yeni kararlar, yeni planlar, yeni heyecanlar için güzel bir dönüm noktası. 2020, tüm dünyanın COVID-19 pandemisi ile kendi içine kapandığı bir yıl oldu. Pandeminin Tüm boyutlarıyla etkilerini uzun zaman boyunca tartışacağız. Twentify olarak Mart 2020’den beri pandeminin tüketicilerdeki yansımalarını takip ettik. Bu hafta ise insanların yılbaşı akşamı ve hediye planlarını ve tabii ki yeni yıldan ne beklediklerini sizlerle paylaşmak istedik. 

Salgınla birlikte yükselişe geçen ancak Haziran başında normalleşmeye geçişle birlikte göreli olarak stabil bir seyir izleyen döviz kurları, Ağustos başında (8 Ağustos) tekrar hareketlilik içine girdi. Birkaç gün içinde TL’nin döviz karşısında hızla değer kaybetmesi ekonominin gidişatı konusunda soru işaretlerini beraberinde getirdi. Sene sonuna ilişkin beklentiler daha belirsizleşti.

Son zamanlarda giderek daha fazla gündemimizde yer alan artan şiddet ve kadının toplumdaki yeri üzerine kısa bir araştırma yaptık. Araştırmamızda insanlar arasında görüş farklılıklarını ve nedenlerini tespit etmeyi hedefledik. Sonuçlara göre bazı konularda eğitim ve ekonomik statünün etkisine rastlamakla birlikte en önemli farklılık kadın ve erkekler arasında oluşuyor. Kadınların, şiddeti ve şiddetin mazeretlerini erkeklere göre daha kesin olarak reddettiği görülüyor.

Şüphesiz ki yılın en güzel zamanlarından biri yılbaşı. Yılın bu dönemlerinde yeni kararlar, yeni planlar, yeni heyecanlar var. Aralık ayı boyunca yeni yıl hazırlıkları birçoğumuz tarafından yapıldı.  Biz de Twentify olarak bu sene yeni yılda insanlar ne yapıyor öğrenmek istedik.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) geçen yılki verilerine göre meme kanseri, dünyada akciğer kanserinden sonra ikinci sırada en sık görülen kanser türü oldu. Yine WHO’ya göre geçen yıl dünyada kanser sebebiyle ölenlerin %15’i meme kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Türkiye’deki genel durum ise dünyadaki genel durumdan pek farklı olmayan biçimde seyir ediyor. Bu durumu Sağlık Bakanlığı raporlarına göre meme kanseri, kanser teşhisi konulan her 4 kadından 1’inde görülmesi oranıyla Türkiye’de en sık görülen kanser türü . Tabloya genel olarak baktığımızda ise dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen ve en sık ölüme sebebiyet veren kanser türünün meme kanseri olduğu ve kadınların erkeklere kıyasla bu hastalığa 100 kat daha yatkın olduğu biliniyor. Yani her ne kadar erkekler için de bir tehlike arz etse de bu hastalığın asıl mağduru daha çok kadınlar oluyor.